Çorum’da Gezilecek Yerler

Karadeniz turumuzun 3.şehri Çorum oldu. Ankara’dan yola çıkıp Amasya’da kalmayı düşünmüştük. Ama tam Çorum’dan geçerken, sosyal medyadan takipçimiz “Çorum’a gelirseniz beklerim” yazınca bizde tanışmak istedik ve muhabbetimizin sonunda bize evinin kapılarını açtı. Çorum merkezi gezdik. Merkez için birkaç yer var. Merkezi sayılan yer Çorum Saat Kulesi. Hemen saat kulesinin orada 2016 yılında haberlere konu olan “Google, dünya yüzeyinin coğrafi merkezini Çorum ili olarak işaretledi” haberi üzerine şehir merkezinde bulunan dünyanın merkezi fotoğraf alanı var.

Leblebi almadan Çorum’dan çıkmak olmazdı. Leblebinin birçok çeşidi var (meyveli, tahinli, acılı, çikolatalı, mesir macunlu, kakaolu, soya soslu, tuzlu, köy leblebesi, şekerli….) Biz en çok tahinli ve normal olanı sevdik. Leblebi için Muradi Rabi Ulu Cami’nin orada leblebi imalatı yapan Osman Bodur’un dükkanı var. Kesinlikle tavsiyemizdir. Dükkanı gezip bilgi sahibi olabilirsiniz.

Ertesi sabah Amasya yoluna çıkmadan dünyanın en dar sokağına aday olabilecek, kapı numaralarının bulunduğu ayakkabı tamiri yapılan Eskiciler Sokağı’nı görmeye gittik. Sokağın genişliği iki kol açıklığınız kadar 🙂

Çorum’dan Amasya yoluna girdiğinizde aylardan temmuz ise birçok ayçiçeği tarlası görürsünüz. Manzarası harika bu yolların. Bu manzaraya kayıtsız kalamadık ve yolda müsait olan bir tarlada fotoğraf çekildik. Sayfanın sonundaki galeri de bu tarlanın fotoğraflarını bulabilirsiniz.

HATTUŞAŞ – YAZILIKAYA

HATTUŞAŞ

Daha önceki yıllarda Sivas’a giderken Boğazkale ilçesine uğrayıp bu güzelim tarihi bölgeyi gezme fırsatı bulmuştuk. Bu bölgede çadırda kalıp tarihi topraklarda derinlemesine gezebilirsiniz. Biz Hattuşaş’ı, Hattuşaş Müzesini ve Yazılıkaya’yı gezmek için 3-4 saat harcadık. Hititlerin başkenti yıllardır görmek istediğim bir yerdi. Hattuşaş çok geniş bir alana yayılmış ,tepede kayaların üzerinde kalan bir yer. Çok eskilerde nehirler şehrin etrafından geçiyormuş. Şehrin giriş kapısında eskiyi anlatmak adına restore çalışması yapılmış.

Şehri ister arabayla ister yürüyerek gezebilirsiniz. Hattuşaş’ı gezerken Sungurlu Mustafa Kemal İlkokulu 4.sınıf öğrencilerine denk geldik. Okul gezisine büyük bir otobüsle gelmişlerdi, arabayla bizde onları takip ettik. Belirli duraklarda arabayı park edip, alanı gezip tekrardan arabaya binip diğer alanı gezdik. Şehri gezmeye ilk olarak Aslanlı Kapıdan başladık.

Aslanlı Kapı adını iki kenarındaki, birbirine taş bir kemerle bağlanan büyük taş bloklara oyulmuş aslanlardan alıyor. Aslan kabartmalarından sağ taraftaki daha iyi korunmuş durumda.

Şehrin en yüksek noktasında Sfenksli Kapı yer alıyor. Bu noktaya gelip şehre tepeden baktığınızda tapınak ve evlerin temellerini, kalıntılarını görebilirsiniz.

Sfenksli kapının orijinal sfenkslerini 2011 yılından itibaren Boğazköy Müzesi’nde görebilirsiniz. Sfenksli Kapı, yer kapıdaki yığma setin ortasında üstte yer alıyor.

Aynı zamanda bu tepenin altında şehri boşaltmak zorunda kalırlarsa halkın kullanabileceği bir geçit yer alıyor. Gezmeye önce geçitten başlayıp, sonrasında sola dönüp merdivenlerden yukarı çıkıp Sfenksli Kapıdan geçip tekrar şehre dönebilirler.

Geçit veya tünel 70 metre uzunluğundadır. İçerisi epey serin 🙂

Çıkışa doğru geldiğinizde şehrin en büyük dini yapısından kalan Büyük Tapınak’ın kalıntıları arasında yürürken Aslanlı Havuz’u görürsünüz. Yine bu kalıntıların içerisinde birçok kayada Hititlerin taş konusundaki işçiliklerine dair sondaj izlerini de görebilirsiniz. Büyük taşlardaki delikleri nasıl açtıklarına dair Boğazköy Müzesinde heykel koyarak göstermeye çalışmışlar.

Büyük Tapınak’ın orada gizemini koruyan büyük bir yeşil taş var. Kimse ne için olduğu konusunda kesin bir yargıya varamıyor. Dilek dileyen kişileri de gördük. Bazı yerlerde de gizemli kayanın Kadeş Barış Antlaşmasından sonra II. Ramses’ten bir armağan olduğunu ileri sürmektedir. Ancak bunu gösteren eski bir metin olmadığı için bu teori henüz kanıtlanamamıştır.

YAZILIKAYA AÇIK HAVA TAPINAĞI

Hattuşaş’tan sonra yakınlarda bulunan Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’na gittik. Buranın girişinde hediyelik eşyalarınızı temin edebilirsiniz. Yazılıkaya, Hattuşaş’a göre küçük olduğu için gezmesi kısa sürdü. Hattuşaş’a giriş ücreti ödediğimiz için burayı ücret ödemeden gezdik.

Yazılıkaya, Hititlerin en büyük kaya anıtıdır. A ve B odası olarak 2’ye ayrılır. A odasında B odasına göre büyük ve yeniyıl kutlama töreni yaptıkları tapınağın merkezini oluşturuyor. A odasına girdiğinizde sağ tarafta tanrıçaların, sol tarafta da tanrıların kabartmalarını işlemişlerdir.

B odasına dar bir geçitle girilmektedir. B odasındaki kabartmalar 13.yüzyılın sonlarında olduğu için daha iyi korunmuş durumdalar. B odası kralın oğlu tarafından babasının anısına yapılmış. Buradaki kabartmalar daha belirgin.

 

BOĞAZKÖY MÜZESİ

Boğazkale ilçe merkezinde bulunan, Hattuşaş’tan ve Yazılıkaya’dan çıkan tarihi eserleri sergileyen bir müzedir. Vaktiniz varsa uğramanızı tavsiye ederiz. Uzun uğraşlar sonucunda Berlin Müzesi’nde iadesi sağlanan Boğazköy Sfenksi’ni 2011 yılından itibaren bu müzede görebilirsiniz.

Hititlerin yapısını anlatan birçok pano var. Ayrıca Hattuşaş’ın maketi de var. Müze bahçesinde de Hitit kalıntılarını görebilirsiniz.